Dalgaların kendilerini kıyılara çarparak dağılacak ve sonrasında durulacak olması gibi; öfkeli insanın geçmişten getirdiği duyguları sertçe çarparak bırakacağı kıyılara arayışı vardır. Hayatı boyunca arar, bulduğu zaman ise huzurunun gerekliliğiymişçesine tüm birikimini bırakır. Hem de ne bırakış; sert haşin... Duygusal birikimini boşalttığı an sakinleşir sanki dupduru bir su gibi... içinde canlıları barındırıp onlara abı hayat olan...
Medya-iletişim kanallarının dijital yapısı nedeniyle ‘tek yönlü edilgen kullanıcı’ rolü yerini ‘çok yönlü interaktif katılımcı’ rolüne bırakmıştır. Bu şekilde medya üretimine etkin katılım sağlanarak içerik üretiminde de rol alınmaktadır. Aynı zamanda bireyler dijital mecrada; toplumsal-kültürel gelişim ve değer üreten etkili kaynaklar durumunda olmaktadır.
Bu sebeplerden dolayı medya okuryazarlığı, bilinçli üretici ve kullanıcı rolleri açısından oldukça önem kazanmaktadır.
Bu sebeplerden dolayı medya okuryazarlığı, bilinçli üretici ve kullanıcı rolleri açısından oldukça önem kazanmaktadır.
- Neden medya kullanılmaktadır?
- Medya bireylerin hangi ihtiyaçlarını, ne şekilde karşılamaktadır?
- Hangi medyanın kullanılacağına dair tercihler nasıl oluşmaktadır?
- Kullanılan medya ile etkileşim hangi doğrultuda ilerlemektedir?
- Medya kullanımının psiko-sosyal etkileri nasıl anlaşılmalıdır?
Medya okuryazarlığı; sosyo-ekonomik durum, yaş, cinsiyet, din, dil, ırk gözetmeksizin medya kullanımına sahip tüm insanlar için giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Farkındalıktan uzak medya kullanımı, yaygın olarak görülen örtük bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özellikle çocukların ve gençlerin kişisel gelişimini, öz saygılarını ve sosyal yeterliliklerini negatif yönde etkileyen bir durum olması sebebiyle toplumsal bilinç düzeyinde de oldukça önemli bir yer teşkil etmektedir. İnsanlığın gelecek umudu olan çocukların ve gençlerin, zihinsel, duygusal ve sosyal olarak sağlıklı gelişimleri için bilinçsiz medya kullanımının etkilerinden korunmuş olmaları önem arz etmektedir.
Özellikle çocukların ve gençlerin kişisel gelişimini, öz saygılarını ve sosyal yeterliliklerini negatif yönde etkileyen bir durum olması sebebiyle toplumsal bilinç düzeyinde de oldukça önemli bir yer teşkil etmektedir. İnsanlığın gelecek umudu olan çocukların ve gençlerin, zihinsel, duygusal ve sosyal olarak sağlıklı gelişimleri için bilinçsiz medya kullanımının etkilerinden korunmuş olmaları önem arz etmektedir.
Bilinçsiz medya kullanımına maruz kalan çocuklarda ve gençlerde; öz güven ve sorumluluk duygusunda yetersizlik, sosyal iletişim sorunları, gelecek kaygısı, performans kaygısı, bağımlılık, cesaretsizlik, psikolojik rahatsızlıklar, beslenme bozuklukları görülebilmektedir.
Bu sorunların yaygınlığı aynı zamanda çocukların ve gençlerin kişisel yaşamına ve geleceğine yatırması gereken tüm enerjisini sorunları için harcaması anlamına gelmektedir. Bu durum çocukların ve gençlerin yaşam doyumunu olumsuz bir şekilde etkilemekte, kişisel üretimini örselemekte ve onu yalnızlığa sürüklemektedir.
Bu sorunların yaygınlığı aynı zamanda çocukların ve gençlerin kişisel yaşamına ve geleceğine yatırması gereken tüm enerjisini sorunları için harcaması anlamına gelmektedir. Bu durum çocukların ve gençlerin yaşam doyumunu olumsuz bir şekilde etkilemekte, kişisel üretimini örselemekte ve onu yalnızlığa sürüklemektedir.
Medya okuryazarlığına sahip olan çocuklar ve gençler ise kullanacakları medyaya karar vermeden önce kendilerine “neden, nasıl ve nerede” sorularını sormaktadır. Hangi mecralarda, ne tür içerik kullanımı, ihtiyaç ve beklentilere dair farkındalık sahibi olmak, medyanın yaşamlarındaki dengeyi bozmasını engellemektedir. Böylece medya olgusu, destekleyici bir role dönüşmektedir. Medya okuryazarlığı ile; çocukların ve gençlerin bakış açıları, alışkanlıkları, ideolojileri, değerleri, gelecek planlamaları ve yaşam tasavvurları, dijital mecralarda anlam kazanacak, değerlere ve üretime dönüşecektir.
Tüketilen medya ve algılanan medya, ilişkisel ama farklı bir olgudur. Çocukların ve gençlerin medya araçları ile olan ilişki modelleri aynı zamanda medya tüketim davranışlarını ifade eder. Şayet medya araçları ile ilişkilerinde seçim özgürlüğüne sahiplerse yani medya kullanımında kendi kararlarıyla seçim yapabiliyorlarsa, bu durum sosyal ve psikolojik açıdan hayatlarına pozitif katkı sağlamaktadır. Çocuklar ve gençler medya okuryazarlığına sahip olduklarında; kullandıkları medya, onların zamanına, duygularına, ilişkilerine, ilişki tarzlarına ve enerjilerine hâkim olmayacaktır. Başka bir deyişle medya, onların yaşam tercihlerine yön vermeyecek ama medya tercihlerine kendileri yön verebilecekler.
Çocuklar ve gençlerde farkındalık içeren bilinçli medya kullanımının yaygınlaşması dileğiyle…
Uzm. Klinik Psikolog Nur Sayımlar Ateş